4 Aralık 2012 Salı

TEŞEKKÜR ve BAŞARI DİLEKLERİMLE !..


Sn. Erol Ünal Karabıyık ve Yönetim Kuruluna Türk Voleyboluna kazandırdıkları için teşekkür eder, seçimi kazanarak bayrağı devralan Sn. Özkan Mutlugil ve yeni Yönetim Kuruluna da başarılar dilerim...

11 Ağustos 2012 Cumartesi

TEŞEKKÜRLER FİLENİN SULTANLARI!.. AMA!.. LONDRA' DA GRUPTAN ÇIKAMADIK


2012 LONDRA Yaz Olimpiyat Oyunları' nda maalesef çeyrek finale çıkamadık. Şahsi fikrim şudur ki; Olimpiyatların açılış törenini izlerken yazıp sosyal medyada paylaşarak korkumu dile getirdiğim aynı gün Brezilya, ardından da Çin Halk Cumhuriyeti maçlarında vücut dengemizin bozulmuş olmasıdır. Ne alaka diyenler olacaktır haliyle.
Ama; Yorulan kasların tekrar kuvvetli hale gelebilmesi için dinlenme şarttır. Dinlenmeyi aktif ve pasif olarak ikiye ayırırsak, Aktif dinlenme için antrenmanlardan sonra stretching yapmak ve 1 – 2 dakikalık hafif jog temposunda koşmak yeterlidir. Böylece yorgunluğa neden olan ve adalelerde biriken laktik asit dağıtılacaktır. Uyku ise pasif dinlenmedir. Voleybol antrenmanları yapan bir sporcu gecede en az 9 – 10 saat uyumalıdır. Günde 2 antrenman yapan sporcuların günde 1 – 2 saat öğle uykusuna yatmaları da tavsiye edilir. Ancak, antrenman başlama saatinden en az iki saat önce uyanmış olmak vücut fonksiyonlarının normale dönmesi açısından önemlidir.
Tüm takımların kampında istisnasız durum şu şekildedir. Maçtan bir gece önce Takım Kaptanı sorar. "Yat kaçta Hocam?" antrenör de "Yat 22.00' da" der. Motta bunu diyememiştir (!) maalesef. Demişse de "Hayır, Bayrağımızı bir voleybolcu taşırken katılmamazlık yapamayız" denmiştir. Halbuki; saatlerce ayakta dikilen sporcunun vücut yorgunluğu ile antrenman yapan sporcunun vücut yorgunluğu arasında korkunç bir uçurum olduğunu bilmeyen bir teknik ekip olduğuna ihtimal bile vermek istemiyorum.
Maç sonunda da "O maçta 2-0 öndeyken maç vermedik. 2-0 gerideyken durumu 2-2 yaptık. Yorgun olsak yapamazdık" (Hatırlatma; Maç 2-0' dan 2-2 değil 2-1' den 2-2 oldu) ve Sırbistan' daki Avrupa Şampiyonası finalinde "5-1 önde iken 5. seti nasıl kaybettik?" diye öz eleştiri yapmak yerine "O son top filede durup durup bizim sahaya düşeceğine rakip sahaya düşseydi" gibi bahanelere sığınmamalıyız. Sporun özünde yukarıda anlattığım gibi antrenman, motivasyon, beslenme kadar dinlenmenin de çok önemli olduğu kanıtlanmıştır. Birileri çıkıp "Sanki yatmadık ta 3-0 mı yenildik?" diye savunmaya geçtiklerinde komik duruma düştüklerini de unutmasınlar. Öyle olsa hiçbir takım bir sürü masrafa girip maçtan bir gece önce oyuncularını kampa almaz, serbest bırakır. 
Bir önemli konuda olimpiyat grupları belli olduğunda grubumuza "ATEŞTEN GÖMLEK" benzetmesini yapıp (Son Olimpiyat Şampiyonu Brezilya, Son Grand Prix Şampiyonu ABD, Son Avrupa Şampiyonu Sırbistan, Dünya ve Olimpiyat madalyalı Çin Halk Cumhuriyeti ve 1964' ten bu yana tüm olimpiyatlara katılma başarısı gösteren Güney Kore), diğer gruptaki takımları (Dünya şampiyonlukları, Olimpiyatların gediklisi ve madalya koleksiyoncusu Rusya, 2011 Dünya Kupası Şampiyonu, Avrupa, World Grand Şampiyonlar Kupası sahibi İtalya, Dünya Kupası Şampiyonu, Asya, World Grand Şampiyonlar Kupası, Olimpiyat altın madalyalarının sahibi Japonya) küçümsemek peşinen yenilgiyi kabul etmek gibiydi sanki.
Sonuçta kaybedilen çeyrek, yarı final hatta ayağımıza kadar gelen ve elimizin tersiyle ittiğimiz bir madalyaya mal olmuştur...


10 Ağustos 2012 Cuma

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE FUTBOL!.. BABA ve OĞUL


1970' li 1980' li yıllardan günümüze FUTBOL daki değişimi üstteki fotoğrafa bakarak kolaylıkla görmeniz mümkün. Saha zemini, kale direkleri, saha çizgileri (eskiden sönmüş kireçle çizilir, eğer üstüne düşersen acıdan kıvranırdın), soyunma odaları, malzeme, tribün, krampon (eskiden dinyakos bile giyen hava atardı), forma, şort, tozluk (eskiden ya iple bağlar ya da lastikle düşmesini engellerdik), eskiden tekmelik bulan şanslı iken şimdi takmaya imtina edenler vb. 


10 Temmuz 2012 Salı

BEŞİKTAŞ FUTBOL OKULU

Evet artık Berk Selimiye Futbol Akademisi' nden Beşiktaş Futbol Okulu' na terfi etti. Hangi takımı tuttuğunu ben söylemeyeceğim. Zamanı geldiğinde şimdiki ağabeyleri gibi "Ben doğuştan Fenerbahçeliyim" veya "Ben doğuştan Galatasaraylıyım" hatta "Ben doğuştan Beşiktaşlıyım" demesini de istemiyorum açıkçası. Olursa da sadece "Ben amatör ruhla oynayan profesyonel bir sporcuyum" demesini istiyorum. Zaman ne gösterir bilinmez ama ne demiş büyüklerimiz? "Adam Olacak Çocuk ... Belli Olur!.."


Yalan mı? Berk' in 5 yaşında iken topa gelişine, destek ayağına, sağ kol ve sağ ayağının konumu, sol kolunun açılımı ile topla vücut açısına bakarsanız bana hak verirsiniz.